ABONELİK SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN PARA ALACAKLARINA
İLİŞKİN TAKİBİN BAŞLATILMASI USULÜ HAKKINDA KANUN
Kanun No. 7155
Kabul
Tarihi: 6/12/2018
Amaç
MADDE
1-
(1) Bu Kanunun amacı; abonelik
sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup
bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına
ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim
Sistemi (UYAP) bünyesinde oluşturulan Merkezî Takip Sistemi üzerinden
başlatılmasına ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve
esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE
2-
(1) Bu Kanun, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanunda ve diğer mevzuatta düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bu
sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan
mal veya hizmetten kaynaklanan ve avukatla takip edilen para alacaklarına
ilişkin icra takiplerini kapsar.
(2)
Birinci fıkra kapsamındaki icra takipleri ancak bu Kanunda belirlenen
yöntemle başlatılabilir. Aksi hâlde icra dairesi takip talebini reddeder.
Merkezî
Takip Sistemi
MADDE
3-
(1) Bu Kanunda belirtilen takip
işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasını sağlamak amacıyla UYAP
bünyesinde Merkezî Takip Sistemi oluşturulur.
Takip
talebi
MADDE
4-
(1) Alacaklı avukatı, icra
takibini başlatmak için Merkezî Takip Sisteminde yer alan takip talebini
doldurur.
(2)
Takip talebinde aşağıdaki hususlar yer alır:
a)
Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisi ile avukatının adı ve soyadı,
Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik
numarası, ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil Kayıt Sistemi numarası;
adresi, telefonu ve elektronik iletişim bilgileri
b)
Alacaklının veya avukatının münhasıran Merkezî Takip Sistemi ile
ilişkilendirilmiş hesap numarası
c)
Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti
kimlik numarası; tüzel kişi ise unvanı, vergi kimlik numarası, biliniyorsa
ticaret sicil numarası ve Merkezi Sicil Kayıt Sistemi numarası; adresi,
biliniyorsa telefonu ve elektronik iletişim bilgileri
ç)
Terekeye karşı yapılan takiplerde kendilerine tebligat yapılacak
mirasçıların adı ve soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile adresi
d) Alacağın tutarı ve faizli alacaklarda faizin
türü, oranı, miktarı ve işlemeye başladığı gün; alacak yabancı para ise
harca esas olmak üzere takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
efektif satış kuru üzerinden Türk lirası karşılığı, alacağın hangi
tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizli alacaklarda faizin türü,
oranı, miktarı ve işlemeye başladığı gün
e) Takip
dayanağı belgelerin tarih ve numarası ile alacağın son ödeme tarihi
f) Haciz
ve müteakip işlemler için yetkili icra dairesi
(3) Son
ödeme tarihi belirtilen alacağa ilişkin fatura veya benzeri belgeler
sisteme yüklenir.
(4)
Takip talebi ikinci fıkra uyarınca doldurulduktan, ilgili belgeler taranıp
sisteme yüklendikten ve takip harç ve masrafları elektronik ortamda
ödendikten sonra, güvenli elektronik imzayla onaylanır, sisteme kaydedilir
ve takip, Merkezî Takip Numarası alır. İcra takibi, sisteme kaydedilmekle
başlar.
Ödeme
emri
MADDE
5-
(1) Takip talebinin sisteme kaydedilmesinden
sonra sistem tarafından ödeme emri düzenlenir. Ödeme emrinde, takip
talebinde yer alan bilgiler yanında aşağıdaki hususlar yer alır:
a)
Toplam borç miktarı ile takip harç ve masraflarının, tebliğden itibaren
yedi gün içinde alacaklının veya avukatının Merkezî Takip Sistemi ile
ilişkilendirilmiş hesap numarasına ödenmesi gerektiği
b)
Yetkiye, borcun tamamına veya bir kısmına ya da alacaklının takibat icrası
hakkına dair bir itirazı varsa bunun da aynı süre içinde beyan edilmesi
gerektiği
c) Sadece
yetkiye itiraz hâlinde yeniden ödeme emri tebliğ edilmeksizin alacaklının
talebi üzerine, yetki itirazında gösterilen veya mahkemece yetkili görülen
icra dairesinden haciz işlemlerinin başlatılacağı
ç)
İtirazların, herhangi bir icra dairesi aracılığıyla veya güvenli elektronik
imza kullanılarak Merkezî Takip Sistemi üzerinden yapılabileceği
d) Borç
ödenmez veya itiraz olunmazsa yetkili icra dairesi aracılığıyla cebrî
icraya devam edileceği
(2) Bu
Kanun kapsamındaki takiplerde Merkezî Takip Sistemi harcı alınır; ayrıca
icraya başvurma harcı ile tahsil harcı alınmaz.
(3)
Merkezî Takip Numarası alan ödeme emri ile tebliğ mazbatalı kapalı zarfa
ilişkin bilgiler, sistem üzerinden ilgili Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim
Şirketi (PTT) birimine iletilir.
Ödeme
emrinin tebliği ve borcun ödenmesi
MADDE
6-
(1) Ödeme emrini sistem
üzerinden alan PTT birimi, ödeme emrinin ve tebliğ mazbatalı kapalı zarfın
çıktısını alır ve 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı
Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca borçluya tebliğ eder.
(2) Borçlu,
tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olan kişilerden ise zorunlu
elektronik tebligata ilişkin hükümler uygulanır.
(3)
Tebliğ durumunu belgeleyen mazbata, ilgili PTT birimi tarafından sisteme
yüklenir ve mazbatanın aslı, alacaklı avukatının takip talebinde bildirdiği
icra dairesine gönderilir. Alacaklı avukatı, buna ilişkin gideri, takibi
başlatırken yatırmak zorundadır.
(4)
Adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat
yapılamaması hâlinde, takibe devam etmek isteyen alacaklı avukatı, sistem
üzerinden, borçlunun adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresine
tebligat çıkarılmasını sağlar.
(5)
Borçluya dördüncü fıkra uyarınca da tebligat yapılamaması veya borçlunun
yerleşim yeri adresinin yurt dışında bulunduğunun anlaşılması hâlinde,
alacaklı avukatının talebi üzerine, harçlar ikmal edilerek icra dairesinde
takibe devam edilir. Bu durumda sistem üzerindeki takip kapatılır.
(6)
Takip konusu borç, takip harç ve masrafları ile birlikte, ödeme emrinde
belirtilen hesap numarasına ödendiğinde takip sona erer.
(7)
Ödenen para, 30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza
Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve
Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun uyarınca
alacaklıdan alınması gereken harç miktarı ayrıldıktan sonra ilgili hesaba
aktarılır.
Ödeme
emrine itiraz
MADDE
7-
(1) Borçlu, ödeme emrinin
tebliğinden itibaren yedi gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak
ödeme emrine itiraz edebilir. İcra dairesi, itiraza ilişkin evrakı, en geç
iki iş günü içinde sisteme yükler, aslını alacaklının takip talebinde
bildirdiği icra dairesine gönderir. Borçluya, itiraz ettiğine ilişkin
ücretsiz bir alındı belgesi verilir.
(2)
Merkezî Takip Sistemi üzerinden güvenli elektronik imza kullanılarak da
itiraz edilebilir.
(3)
Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibi durur. Duran takip
hakkında, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve
İflas Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.
(4)
İtiraz, itirazın sisteme yüklendiği tarihi izleyen beşinci günün sonunda
alacaklı avukatına tebliğ edilmiş sayılır.
(5)
Sadece yetkiye itiraz hâlinde alacaklı avukatı, yetki itirazında gösterilen
icra dairesinde haciz işlemlerini başlatabilir. Takip talebinde belirtilen
icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı
bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şarttır. Mahkeme, yetki
itirazını dosya üzerinden inceleyip kesin olarak karara bağlar. Mahkemenin
yetkili gördüğü icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için
yeniden ödeme emri tebliği gerekmez.
Ödeme
emrine itiraz edilmemesi veya itirazın hükümden düşürülmesi
MADDE
8-
(1) Ödeme emrine itiraz
edilmemesi veya itirazın hükümden düşürülmesine rağmen süresi içinde ödeme
yapılmaması hâlinde, alacaklının yetkili icra dairesi nezdinde yapacağı
talep üzerine 2004 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uyarınca cebrî icraya
devam olunur.
(2) İcra
müdürü, cebrî icraya devam edilmesi talep edildiğinde; alacağın bu Kanun
kapsamında bulunduğunu, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibe itiraz
edilmediğini veya itirazın hükümden düşürüldüğünü tespit ederse cebrî icra
işlemlerine devam eder. Aksi hâlde gerekçesini belirterek talebi reddeder.
Verilen kararlara karşı alacaklı veya borçlu şikâyet yoluna başvurabilir.
(3)
İkinci fıkra uyarınca cebrî icra işlemlerine devam edilmesinin mümkün
olduğu hâllerde, alacaklı avukatı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın
UYAP üzerinden, bu sisteme entegre bilişim
sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını
sorgulayabilir. Sorgulama sonunda sistem mal, hak veya alacağın mahiyeti ve
detayı hakkında bilgi veremez; sadece mal, hak veya alacağın genel olarak
olup olmadığı konusunda bilgi verebilir. Borçlunun mal, hak veya alacağının
varlığının tespiti hâlinde UYAP üzerinden de haciz talep edilebilir.
(4)
Ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren iki yıl içinde haciz talep
edilmezse takip düşer. İtirazın hükümden düşürülmesine ilişkin dava
açılması hâlinde davanın açıldığı tarihten hükmün kesinleşmesine kadar
geçen süre hesaba katılmaz.
Hüküm
bulunmayan hâller ve yönetmelik
MADDE
9-
(1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan
hâllerde 2004 sayılı Kanun hükümleri uygulanır.
(2) Bu
Kanunun uygulanmasına ilişkin hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe
konulan yönetmelikle düzenlenir.
Geçiş
hükmü
GEÇİCİ
MADDE 1-
(1) Bu Kanunun abonelik
sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarının takibine ilişkin hükümleri,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan takipler hakkında
uygulanmaz; bu takipler, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan hükümler uyarınca
yürütülür.
MADDE
10-
2004 sayılı Kanunun 8/a
maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Alacaklı,
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden bu sisteme entegre
bilişim sistemleri vasıtasıyla dosya safahat bilgileri ile borçlunun mal,
hak veya alacağını elli kuruş karşılığında sorgulayabilir veya
sorgulanmasını talep edebilir. Bu miktar her yıl, bir önceki yıla ilişkin
olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan
edilen yeniden değerleme oranında artırılır. Adalet Bakanlığı yeniden
değerleme oranında artırılan ücreti beş katına kadar artırmaya ve azaltmaya
ayrıca gün ve dosya esaslı olmak üzere belirli sayıdaki sorgulamayı
ücretten istisna tutmaya yetkilidir. Genel yönetim kapsamındaki kamu
idarelerinden bu ücret alınmayacağı gibi alacaklının bir gün içinde aynı
dosya üzerinden beş kez yapacağı sorgudan da ücret alınmaz. Bu kapsamda
alınacak ücret Adalet Bakanlığının belirleyeceği usule göre tahsil edilir
ve takip gideri olarak borçluya yüklenemez.”
MADDE
11-
2004 sayılı Kanunun 78 inci
maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Ancak, alacaklı dilerse haciz
talebinde bulunmaksızın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden, bu sisteme
entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun
mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilir. Sorgulama sonunda
sistem mal, hak veya alacağın mahiyeti ve detayı hakkında bilgi veremez;
sadece mal, hak veya alacağın genel olarak olup olmadığı konusunda bilgi
verebilir. Borçlunun mal, hak veya alacağının varlığının tespiti hâlinde
Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi üzerinden de haciz talep edilebilir.”
MADDE
12-
2004 sayılı Kanunun 89 uncu
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu madde
uyarınca haciz ihbarnamelerinin bildirimi ve bu ihbarnamelere verilecek
cevaplar, güvenli elektronik imza kullanılmak suretiyle Ulusal Yargı Ağı
Bilişim Sistemi ve bu sisteme entegre bilişim
sistemleri üzerinden de yapılabilir. Bu usulle yapılan bildirim tebliğ
yerine geçer.”
MADDE
13-
2004 sayılı Kanunun 286 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“e) Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen
bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartlarına göre
yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato
ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence
veren denetim raporu ile dayanakları.”
“Birinci
fıkranın (e) bendi kapsamında düzenlenecek raporlar ve bu raporlara dayanak
olacak denetimlerde, denetim kuruluşlarının faaliyetleri, hak ve
yükümlülükleri, raporların inceleme ve denetimleri, bu raporlar sebebiyle
doğacak idari ve hukuki sorumluluk ile diğer hususlar hakkında 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe
ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır.
Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan
yönetmelikle belirlenir.”
MADDE
14-
2004 sayılı Kanunun 287 nci maddesinin üçüncü fıkrasına ikinci cümlesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Üç komiser görevlendirilmesi
durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek
şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından
yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilir.”
MADDE
15-
2004 sayılı Kanunun 290 ıncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
“Komiserler,
bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden
seçilir. Listeye kayıt için Adalet Bakanlığı tarafından izin verilen
kurumlardan alınacak eğitimin tamamlanmış olması zorunludur. Ayrıca, Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, komiser olarak
görevlendirilebilecek, yetkilendirilmiş bağımsız denetçileri liste hâlinde
bilirkişilik bölge kurullarına bildirir. Listede görevlendirilecek komiser
bulunmaması hâlinde liste dışından görevlendirme yapılır ve bu durum bölge
kuruluna bildirilir. Bir kişi eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada geçici
komiser ve komiser olarak görev yapamaz. Komiserin sorumlulukları hakkında
227 nci maddenin dördüncü ve beşinci fıkrası
hükümleri uygulanır.
Konkordato
komiserinin nitelikleri, eğitimi, eğitim verecek kurumlar ve eğitimden muaf
tutulacaklar ile komiserliğe ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca
yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE
16-
2004 sayılı Kanunun 292 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan
“uymazsa” ibaresinden sonra gelmek üzere “ya da borçlunun alacaklıları
zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa” ibaresi eklenmiştir.
MADDE
17-
2004 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 15- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte
bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunur.
290 ıncı maddenin beşinci fıkrası uyarınca komiser listesi
oluşturuluncaya kadar listeden görevlendirme usulü dikkate alınmaksızın
komiser görevlendirilir. Bir kişinin eş zamanlı olarak beşten fazla dosyada
komiser olarak görev alma yasağının takibi amacıyla, görevlendirilen geçici
komiser ve komiserler mahkemenin bağlı bulunduğu bölge adliye mahkemesi
bilirkişilik bölge kuruluna bildirilir.”
MADDE
18-
2/7/1964
tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 29 uncu maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Merkezî
Takip Sistemi harcı:
MADDE
29/A- 6/12/2018 tarihli ve 7155 sayılı Abonelik
Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması
Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takiplerde, Merkezî Takip Sistemi
harcı peşin alınır.
Haciz
aşamasına geçilmeden Merkezî Takip Sistemi aracılığıyla sonuçlanan icra
takipleri için ayrıca icraya başvurma harcı ile tahsil harcı alınmaz.
İcra
takibinin Merkezî Takip Sistemi kapsamında sonuçlandırılamaması veya
takipten vazgeçilmesi hâlinde tahsil edilmiş olan Merkezî Takip Sistemi
harcı iade edilmez. Ancak, kesinleşen takibe icra dairesinde devam edilmesi
hâlinde, tahsil edilmiş Merkezî Takip Sistemi harcının ödendiği tarihte
geçerli olan icraya başvurma harcı tutarını aşan kısmı takip sonunda
alınacak tahsil harcına mahsup olunur.”
MADDE
19-
492 sayılı Kanuna bağlı (1)
sayılı Tarifenin “B) İcra ve iflas harçları:”
başlıklı bölümünün “I- İcra harçları:” başlıklı alt bölümüne aşağıdaki bent
eklenmiştir.
“5. 7155
sayılı Kanun kapsamındaki icra takiplerinde Yüzde 2”
takibe
konu alacak tutarı üzerinden
(
Bu
suretle alınacak harç tutarı icraya başvurma
harcından
düşük olamaz.)
MADDE
20-
13/1/2011
tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3. Dava
şartı olarak arabuluculuk
MADDE
5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari
davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat
talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava
şartıdır.
(2) Arabulucu,
yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde
sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki
hafta uzatılabilir.”
MADDE
21-
6102 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ
MADDE 12- (1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri,
bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve
bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda
görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE
22-
7/6/2012
tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3
üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki dava şartı olarak
arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.”
MADDE
23-
6325 sayılı Kanuna Dördüncü
Bölümden sonra gelmek üzere “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığıyla
Beşinci Bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiş, diğer bölümler buna göre
teselsül ettirilmiştir.
“Dava
şartı olarak arabuluculuk
MADDE
18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı
olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler
uygulanır.
(2)
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son
tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava
dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece
davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması
gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren
davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi
karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir
işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine
karar verilir.
(3)
Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan bu madde uyarınca
arabuluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek,
görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet
komisyonlarına göre listeler ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına
bildirir. Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki
arabuluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise
görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderir.
(4)
Başvuru, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer
arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise
görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır.
(5)
Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından
belirlenir. Ancak tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu
üzerinde anlaşmaları hâlinde bu arabulucu görevlendirilir.
(6)
Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her
türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verir. Büro, tarafların
resmî kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir.
İlgili kurum ve kuruluşlar, büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri
vermekle yükümlüdür.
(7)
Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro
tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç
duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler
itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda
tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder.Bilgilendirme ve davete ilişkin
işlemlerini belgeye bağlar.
(8)
Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını
kendiliğinden dikkate alamaz. Karşı taraf en geç ilk toplantıda, yetkiye
ilişkin belgeleri sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz
edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhâl ilgili sulh hukuk
mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim eder. Mahkeme, harç
alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda en geç bir hafta içinde
yetkili büroyu kesin olarak karara bağlar ve dosyayı büroya iade eder.
Mahkeme kararı büro tarafından 11/2/1959 tarihli
ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilir.
Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve
dokuzuncu fıkrada belirtilen süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar.
Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir
hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu takdirde yetkisiz büroya
başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilir. Yetkili
büro, beşinci fıkra uyarınca arabulucu görevlendirir.
(9)
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta
içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en
fazla bir hafta uzatılabilir.
(10)
Arabulucu; taraflara ulaşılamaması veya taraflar katılmadığı için görüşme
yapılamaması ya da tarafların anlaşması yahut tarafların anlaşamaması
hâllerinde arabuluculuk faaliyetini sona erdirir ve son tutanağı
düzenleyerek durumu derhâl arabuluculuk bürosuna bildirir.
(11)
Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya
katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda
toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada
kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu
tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki
tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk
faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama
giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12)
Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk
ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret
Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit
şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen
iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13)
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar
katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler
sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı
Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki
saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde
ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca
eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına
göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca
karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu
madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri
giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde
anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise
ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı
bütçesinden karşılanır.
(15)
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe
kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
(16)
Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir kararı verilmesi hâlinde 6100 sayılı
Kanunun 397 nci maddesinin birinci fıkrasında,
ihtiyati haciz kararı verilmesi hâlinde ise 9/6/1932
tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 264 üncü maddesinin birinci
fıkrasında düzenlenen dava açma süresi, arabuluculuk bürosuna
başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemez.
(17)
Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabulucuyu
görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi
adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülür.
(18)
Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna
başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu
hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.
(19)
İlgili kanunlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kabul edilen özel
hükümler saklıdır.
(20) Bu
bölümde hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu
Kanunun diğer hükümleri uygulanır.”
MADDE
24-
3/11/2016
tarihli ve 6754 sayılı Bilirkişilik Kanununun 7 nci
maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “bölge adliye mahkemesi adalet
komisyonu” ibaresi “Bakanlık” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE
25-
6754 sayılı Kanunun 11 inci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(1)
Bilirkişiliğe başvuru, ilgilinin yerleşim yerinin veya mesleki
faaliyetlerini yürüttüğü yerin bağlı olduğu bölge kuruluna ilgili belgeler
eklenmek suretiyle yapılır. Başvuru şekline ilişkin usul ve esaslar
Bakanlıkça belirlenir.”
Yürürlük
MADDE
26-
(1) Bu Kanunun;
a) 10,
20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde,
b) 1 ila
9 uncu maddeleri, geçici 1 inci maddesi, 18 ve 19 uncu maddeleri 1/6/2019 tarihinde,
c) Diğer
maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe
girer.
Yürütme
MADDE
27-
(1) Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.
18/12/2018
|